Prof. A. S. Hall, 1968’de yayınladığı, özellikle doğu Pisidia bölgesinde bulunmuş eski yazıtları konu alan “Notes and Inscriptions from Eastern Pisidia”1 adlı makalesini yazmadan önce 1957, 1958 ve 1961 yıllarında olmak üzere üç kez doğu Pisidia bölgesini ziyaret etmiştir. Gezileri sırasında, diğer yerler yanında, Üskelles (Üstünler), Manastır (Üzümlü), Muharremkolu (Kayabaşı), Çetmi (Akçabelen), Zekerya (Taşlıpınar), Huğlu, Kaşaklı (Yeşildağ), Dumanlı ve Hoyran (Gölyaka) köylerinde de incelemeler yapmıştır. Beyşehir Gölü’nün güney ve güney batısında bulunan bu yerlerde rastladığı yaygın yerleşim yeri kalıntıları, Prof. Hall’a göre, antik çağda buralarda büyük bir nüfusun yaşadığını göstermektedir. Yine ona göre, bu yöredeki eski yerleşim yeri kalıntılarının sıklığına karşılık, yazıtlar, ne yazık ki şaşırtıcı biçimde azdır. Bunların da çoğu Üskelles’te bulunmuştur.2
Makalenin
Hoyran (Gölyaka) köyündeki eserlere ilişkin olan kısmının olabildiğince aslına
sadık kalarak yaptığım çevirisi aşağıdadır.
“Dumanlı’da yol
kuzeye döner ve 30 km sonra Beyşehir Gölü’nün batı yakasındaki küçük bir ovaya
iner. Buradaki en önemli kalıntılar Selçuklu sultanı Alaaddin Keykubad’ın
yazlık sarayının kalıntılarıdır. Sarayla birlikte bir liman ve kent de vardı
ancak şimdi görünürde yalnızca yıkıntılar var. “Saray” civarından getirildiği söylenen
birkaç yazıt, yaklaşık 5 km güneyde bulunan Hoyran köyündeki ilkokulun
bahçesinde toplanmıştır. Hoyran’dan iki yazısız eser (aşağıdaki 17 numaya
benzeyen) daha önce ‘Denkmäler’ de (sayfa 40, resim 32 ve 33) yayınlanmıştır.
17. Hoyran, okul bahçesinde, üst,
alt ve sol tarafı kırık kireçtaşı kütlesi. Ön yüzde üç figür, yüzleri tahrip
olmuş iki erkek ve bir kadın (soldan sağa).
Yontu kaba ve figürler tam orantılı değil. Yazıtın bir kısmı üstte ve
figürlerin arasında, kalanı aşağıda. Taş kütlesinin ve figürlerin boyu 0,80 m,
eni 1,07 m, kalınlığı 0,32 m. Harfler 3,5 cm. Bk. resim (a) [resim yalnızca
erkek figürleri içeriyor].
üstte kırılmış
Muhtemelen oğul, anne ve babadan
oluşan bir aile mezar taşı. Birinci isim, babanınki, hemen hemen kesin olarak
“Gaius”. Annenin ismi kayıp.
18. Hoyran, aynı yerde, süslü
yuvarlak bir nesnenin ya da büyük bir mezar taşının parçası. Yazıyı taşıyan
kavisli kabartma çerçeveye göre dışta kalan kısımda yaprak desenler, içte kalan
kısımda sağ yanı kırık, kulplu, kabartma büyük bir vazonun parçası var. Her
yanı kırık olan parçanın boyu 0,41 m, eni 0,48 m, kalınlığı 0,22 m. Harfler
2,75 cm, kavisli çerçevenin uzunluğu 0,22 m, genişliği 7 cm. Bu çerçevenin
uzunluğu gerçekte en azından 80 cm olmuş olmalı. Bk. resim (b).
Kırılmış olan son harf sigma olamaz. Şayet içinde bir de alfa yoksa başlangıçtaki
kısaltma olarak yorumlanabilir. Muhtemelen o burada ya ’ı ya da ‘yi temsil ediyor. Her şeye rağmen, parçanın üstün niteliği önemli bir kişinin mezarını akla getiriyor.
Aynı yerdeki kaliteli kireçtaşından
yapılmış diğer önemli bir mezar taşında kenarlıklı çukur bir panelde kabartma
olarak üç figür –erkek, kadın, erkek- var.
Alttaki yazı okunamayacak durumda. İki erkek önlerinde, sağ elleriyle V şeklinde ayrılmış iki uzun
bitki yaprağı tutmakta. Kadının elleri
birbiri üzerine kavuşturulmuş. Taşın
boyu 0,88 m (üstte kırık), eni 0,43 m (solda hafif kırık), kalınlığı 0,30 m.
Figürlerin boyu 0,39 m, kaidenin eni 0,43 m. Bk. resim (c).
Bu eserler ve burada gösterilmeyen
diğerleri erken Hristiyanlık dönemi‘ne [MS 325’deki İznik Konsili’nden önceki
dönem] ait bir kiliseden ve onun mezarlığından gelmiş görünüyor. Bu kilise
civardaki herhangi bir yerde ya da gölün açıklarındaki adalardan birinde olmuş
olabilir.” 3
Mehmet Demirtaş
Ankara, 2014
1. A. S. Hall, “Notes
and Inscriptions from Eastern Pisidia”, Anatolien Studies 18 (1968), 57-92.
2. Hall, a.g.e., s. 70.
3. Hall, a.g.e., s.
74-75. Daha önce Facebook'ta yayınladığım bu yazıya yaptığı yorumda Hoyran köyünden öğretmen Uğur Kara bu eserlerin 1930'lu yıllarda Beyşehir Gölü'nün çekilmesi sonucunda Mındıras civarında ortaya çıkan tarihi kalıntılar arasından Hoyran köylüleri tarafından getirilip okul bahçesine konulduklarını, ancak şimdi kayıp olduklarını ifade etmiştir.Mehmet Demirtaş
Ankara, 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder