31 Ekim 2017 Salı

YENİŞAR’IN OSMANLI TAŞRA ÖRGÜTLENMESİNDEKİ YERİ

            Yenişar’ın içinde bulunduğu Beyşehir bölgesi, 1466 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Fethin hemen ardından yapılan ilk sayımı içeren ve Mehmet Akif Erdoğru tarafından 1466 Tarihli Akşehir Mufassal Defteri adıyla 2015 yılında yayımlanan Tahrir Defteri’nde (MM 241) Şehirköy, Muma (Gölkonak), Kürdler (Pınarbaşı), Küre ve Hoyran (Gölyaka), Beyşehir vilâyetinin1 Yenişehir (Yenişar) nahiyesine bağlı köyler olarak yer almaktadırlar. Kurucaova, Bademli ve Yenice köylerinin ise defterde kayıtları bulunmamaktadır. Buradan hareketle bu köylerin daha sonraki yıllarda kuruldukları söylenebilir, ancak anılan defterin günümüze tam olarak ulaşmadığı da bilinmelidir.
            Karaman eyâletinin kurulmasıyla2 birlikte Beyşehir sancak yapılarak bu eyâlete bağlanmıştır. 1483 ile 1511 yılları arasında Konya valisi olan Şehzade Şehinşah’ın Beyşehir sancağından has gelirlerine sahip olmasından buranın da kendisine verildiği, Konya ile birlikte Beyşehir’i de yönettiği anlaşılmaktadır. Nitekim 1507 tarihli 40 no.lu Tahrir Defteri’nde Muma’da Şehzade’nin 4 müselliminin bulunduğu belirtilmektedir (Konyalı, 1991: 145).
            Şehinşah’ın 1511 yılında ölmesinden sonra bir süre daha şehzadeler tarafından yönetilen Beyşehir sancağı, 1522 yılında Beyşehir ve Seydişehir olmak üzere iki kazaya ayrılarak sancağın başına sancak beyi ve kazalara kadılar atanmıştır. Bu bölünme ile birlikte Yenişehir nahiyesi, Beyşehir kazasına bağlanmıştır. Yapılan sayımlardan anlaşıldığına göre, bu durum, XVI. yüzyılın sonuna kadar sürmüştür.
            “Beyşehir sancağının XVII. ve XVIII. yüzyıllardaki kazaları; Beyşehir, Bozkır, Seydişehir, Göçü, Kaşaklı (Yenişehir) ve Kırili”dir (Bilge, 2011: 58). Yenişehir’in bu dönemde Kaşaklı kazasının bünyesinde bulunduğu anlaşılmaktadır.
            1797 yılında Beyşehir sancağının bütün kazaları Bozkır Madeni Emaneti’ne3 bağlanmışlardır (Muşmal, 2005: 39). Bağlanan kazalar arasında Yenişar da vardır. Ancak Yenişar 1802 yılında madenden çıkarılmıştır (Şafakcı, 2017: 175).  Daha sonra yeniden madene dâhil edilmişse de bir süre sonra tekrar çıkarılmış ve 1817’deki bağlanma isteği de geri çevrilmiştir (Şafakcı, 2017: 176).  Konumuzla ilgili olarak bundan çıkan önemli bir sonuç şudur: Yenişehir yöresi, XVIII. yüzyılın sonları ile XIX. yüzyılın başlarında artık Yenişar olarak adlandırılmakta ve Beyşehir sancağının bir kazası olarak karşımıza çıkmaktadır. Beyşehir sancağının o tarihlerdeki diğer kazaları ise Beyşehir, Seydişehir, Bozkır, Kırili, Göçü ve Kaşaklı’dır (Muşmal, 2005: 37).
            "Beyşehir Sancağı, XVIII. yüzyıldan XIX. yüzyılın ikinci çeyreğine kadar genellikle birkaç sancak ile birleştirilmek suretiyle mutasarrıflar tarafından, bu dönemden müşirliklerin kurulmasına kadar geçen sürede ise Mukataat  (daha sonra Mansûre) Hazinesi4 tarafından yönetilmiştir."  (Muşmal, 2013: 372).  
            1836 yılında Redif Askeri’nin5 daha uygun şartlarda eğitim yapmasını sağlamak için müşirlikler kurulmuş ve Beyşehir sancağı Konya Müşirliğine dâhil edilmiştir (Muşmal, 2005: 59).
            Tanzimat’ın ilanından sonra malî reformları bölgesel düzeyde yürütmek üzere 1840 yılında eyaletlerde muhassıllık teşkilâtı kurulmuştur. Kurulan 50 muhassıllıktan biri de Konya eyâletine6 bağlı Beyşehir muhassıllığıdır. Beyşehir muhassıllığının 12 kazası bulunmaktadır. Bunlar Beyşehir, Göçü, Kaşaklı, Kırili, Yenişar, Seydişehri, Bozkır, Akşehir, İshaklı, Ilgın, Argıdhanı ve Doğanhisarı’dır (Muşmal, 2005: 63).
            1842’de muhassıllığın kaldırılmasından sonra, Beyşehir sancağı, Konya eyâletine bağlı bir sancak olarak, varlığını 2 yıl daha devam ettirmiştir. Bu tarihlerde Beyşehir sancağı dâhilinde yine aralarında Yenişar’ın da olduğu muhassıllık dönemindeki 12 kaza bulunmaktadır (Muşmal, 2005: 63).
            1844 yılında Beyşehir’in sancak statüsü kaldırılarak Konya sancağına bağlı bir kaza haline getirilmiştir. Beyşehir sancağının kazalarından olan Kırili, Göçü, Yenişar ve Kaşaklı ise Konya sancağına bağlanmışlardır (Muşmal, 2005: 15, 16). Böylece, yaklaşık 370 yıl Karaman eyâletine bağlı bir sancak olan Beyşehir, bu tarihten sonra varlığını kaza olarak sürdürmüştür (Muşmal, 2005: 68).
            1864 yılında yayınlanan Vilâyet Nizamnâmesi ile eyâletler kaldırılarak yerine sancaklardan oluşan vilâyetler kurulmuştur. Pilot bölge olan Tuna vilâyetinde alınan başarılı sonuçlar üzerine anılan nizamnâmede bir iki küçük değişiklik yapılarak bütün imparatorluğu kapsayacak şekilde 1867 yılında yeniden bir nizamnâme yayınlanmıştır (Muşmal, 2005: 69). Bu nizamnâmeyle önceki mevzuatta yer alan “her kaza bir müdürlüktür”7 ifadesi, “her kaza bir kaymakamlıktır” biçiminde değiştirilerek kaza yönetimi kaymakama, sancak yönetimi mutasarrıfa bırakılmıştır (Muşmal, 2005: 69). Yine aynı nizamnâme ile Karaman eyâleti kaldırılarak Konya vilâyeti kurulmuş ve Beyşehir kazası, bu vilâyet bünyesindeki Konya sancağına bağlanmıştır.
            1868, 1869 ve 1872 yıllarına ait olan Konya salnamelerinde Beyşehir’e bağlı biri Kırili, diğeri Yenişar olmak üzere iki nahiye görüldüğü halde, 1872 yılından sonraki salnamelerde Beyşehir kazasının nahiyesi olarak sadece Kırili belirtilmektedir (Akandere, 2006: 596). Bu da bize Yenişar nahiyesinin Beyşehir kazasından ayrıldığını göstermektedir. Nitekim 1872’de Bademli ile Hoyran arasında çıkan bir arazi anlaşmazlığı yüzünden Bademli, Yenice, Muma ve Kürdler, Şarkikaraağaç’a bağlanmışlardır (Karaca, 2006: 77). Bunlar 1874’e kadar Yenişar nahiyesi içinde kalmışlar, bilahare ayrı ayrı köyler haline gelmişlerdir (Karaca, 2006: 77, 78).
            1920’de Yenişar tekrar Beyşehir’e bağlı bir nahiye olmuştur. Isparta’nın vilâyet olup Şarkikaraağaç’ın oraya bağlanmasıyla birlikte Bademli, Kürdler, Yenice ve Muma dilekçe vererek, yedi ay Beyşehir yönetiminde kaldıktan sonra, yeniden Şarkikaraağaç yönetimine geçmişlerdir  (Karaca, 2006: 100).
            20 Mayıs 1990’da Yenişarbademli ilçe yapılmış, Yenice ve Kürdler (Pınarbaşı) mahalle, Gölkonak ise köy olarak oraya bağlanmışlardır (Karaca, 2006: 101). 12 Kasım 2012 tarihinde çıkarılan 6360 Sayılı Yasa’nın 2014 yılında yürürlüğe girmesiyle de Kurucaova ve Hoyran (Gölyaka) Beyşehir’in mahalleleri olmuşlardır. 

Mehmet Demirtaş
Ankara, Ekim 2017 


1 “İdarî bir terim olarak vilâyet kelimesinin on beş ve on altıncı yüzyıllardaki anlamı açık değildir. Çoğu zaman nahiye, kaza ve hatta eyâlet/beylerbeylik anlamlarına gelebilmektedir.”  (Erdoğru, 1992: 425).
2 “Karaman eyâletinin kurulduğu tarihi Şehabettin Tekindağ 1474, Nejat Göyünç 1481, Halil İnalcık 1468-1512 arası, M.Akif Erdoğru ise 1476 olarak kabul etmektedirler.” (Bilge, 2011: 51). 
3 17761839 yılları arasında işletilen Bozkır madeninde elde edilen ürünler kurşun, altın ve gümüştür. Kömür, kütük, amele ve cevherin taşınması gibi gereksinimlerin karşılanması için civardaki bazı kazalar madene bağlanmıştır. Bunların sayısı üretim durumuna göre zaman içinde değişiklik göstermiştir.  Madendeki idari yapı, özerk bir şekilde oluşturulmuş ve bu nedenle hiçbir idareci, maden eminine ve maden bölgesine kendilerine herhangi bir emir verilmedikçe karışamamıştır. Madene bağlı kazaların ahalisi yükümlülüklerini aynî ya da nakdî olarak yerine getirmişler, buna karşılık bazı vergilerden muaf tutulmuşlardır  (Şafakcı. 2017: 165, 166).
4 Mukataat Hazinesi, 1826’da Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılması üzerine kurulan Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye Ordusu’nun gereksinimlerinin karşılanması ve buna ayrılan kaynakların yönetimi için oluşturulmuş olup daha sonra Mansûre Hazinesi adını almıştır.
5 Redif, ihtiyat ya da yedek anlamına gelir. Yeniçeriliğin kaldırılıp Asâkir-i Mansûre-i Muhammediyye Ordusu’nun kurulmasından sonra, hem taşrada asayişi sağlamak hem de savaş zamanında düzenli orduyu desteklemek amacıyla terhis edilmiş askerlerden oluşan, tam adı Redîf-i Asâkir-i Mansûre olan Redif Teşkilâtı kurulmuştur. Bu teşkilât, Balkan Savaşları’ndaki başarısızlığı yüzünden, 14 Şubat 1913’te hazırlanan Teşkilât-ı Umûmiyye-i Askeriyye Nizamnâmesi ile ortadan kaldırılmıştır (Beşikçi, 2013: 216-218).
6 Tanzimat Dönemi’nde Karaman eyâleti yerine Konya eyâleti denmiştir.
7 1842 yılınında, adlî bir birim olan kaza idarî bir birime dönüştürülerek yönetimi seçilmiş bir müdüre bırakılmıştır. Müdürün başlıca görevleri; vergilerin toplanmasını, halkın güvenliğini ve Tanzimat’ın getirdiği yeniliklerin uygulanmasını sağlamaktır (Muşmal, 2005: 70-73).


 
KAYNAKLAR

Akandere, Osman. “Konya Vilâyeti Salnamelerine Göre Beyşehir Kazası”. I. Uluslararası Beyşehir ve Yöresi Sempozyumu Bildiriler Kitabı, 11–13 Mayıs 2006, Konya, 594-603.

Beşikçi, Mehmet. “On Yıllık Harp ve Topyekûn Seferberlik”. Osmanlı Askerî Tarihi: Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri, 1792-1918. Ed. Gültekin Yıldız. İstanbul: Timaş Yayınları, 2013, 205-226.

Bilge, Sadık Müfit. “Karaman Eyâleti’nin Tarihî Coğrafyası ve İdarî Taksimatı (XV.-XVIII. Yüzyıllar)”. İçinde: International Review of Turkish Studies, Spring 2011, Volume: 1, Issue: 1, pages: 50-66.

Erdoğru, Mehmet Akif. 1466 Tarihli Akşehir Mufassal Defteri (metin ve İnceleme). Ankara: Türk Tarih Kurumu, 2015.

Erdoğru, Mehmet Akif.  Osmanlı Yönetiminde Beyşehir Sancağı (1522-1584). İstanbul: IQ Kültür Sanat Yayıncılık, 2006.

Erdoğru, Mehmet Akif. “Karaman Vilâyetinin İdari Taksimatı’’. Journal Of Ottoman Studies, XII. Ed. Halil İnalcık, N. Göyünç, H. Lowry, İ. Erünsal. İstanbul, 1992, 425-430.

Karaca, Veli. Belgelerle Yenişar. Isparta: Kardelen Sanat Yayınları, 2006.

Konyalı, İ. Hakkı. Âbideleri ve Kitâbeleriyle Beyşehir Tarihi. Erzurum: A. Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi Yayını, 1991.

Muşmal, Hüseyin. “XVIII. Yüzyılda Beyşehir Sancak Yönetimi ve Yöneticileri”. Prof. Dr. Nejat Göyünç Hatıra Sayısı. Ed. Prof. Dr. Hasan Bahar. Konya: Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü, 2013, 365-392.

Muşmal, Hüseyin. XIX. Yüzyılın İlk Yarısında Beyşehir ve Çevresinin Sosyal ve Ekonomik Yapısı (1790-1864). Yayımlanmamış Doktora Tezi.  Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2005.

Şafakcı, Hamit. “Bozkır Madeni Emaneti Kazalarının Yükümlülükleri (1776-1839)”. Tarihin Peşinde: Uluslararası Tarih ve Sosyal Araştırmalar Dergisi. Yıl: 2017, Sayı: 17, Sayfa: 163‐191.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder