Prof. Dr. M. Akif Erdoğru, on beş ve on altıncı yüzyıllarda Beyşehir sancağında Osmanlılarca kullanılmış Türkçe olmayan ama hangi dilden oldukları belirlenemeyen aralarında Muma’nın da yer aldığı epeyce yer adı bulunduğunu ve bunlardan bazılarının milattan önceki dönemlere kadar geriye gidebileceklerini sandığını söylemektedir.1 Nitekim Muma köyünde bulunmuş olan Ocak 1664 tarihli bir şeriye mahkemesi belgesi (Ek 1-3) bu görüşü desteklemektedir. Anılan belge şu sözlerle başlamaktadır:
“Husûs-ı âti’l beyan ki mahallinde istimâ’ı iltimâs
olunmağın sâb-ı şer’den [doğrusu savb-ı şer]
bu fakîr ve zeyl-i kitabda mestûru’l esâmî olan müslimîn ile Kaşaklı
kazâsına tâbi’ Muma nâm karye kurbunda Aşağı Kenise nâm karyede vâki’ Musalar
Çayırı dimekle ma’rûf mevzi’e varılıb akd u meclis-i şer’ olundukda…” 2
Bu sözleri günümüz Türkçesine şu biçimde çevirebiliriz:
“Aşağıda anlatılacak
olan konunun yerinde dinlenilmesi istendiği için Mahkeme’den bu fakir ve ekte
isimleri yazılmış olan Müslümanlar ile Kaşaklı kazasına bağlı Muma köyü
yakınındaki Aşağı Kenise köyünde bulunan Musalar Çayırı denilen yere varılıp
Mahkeme kurulduğunda…”
Yukarıdaki satırlardan Muma'nın
yakınında Aşağı Kenise denen bir köyün olduğu anlaşılmaktadır. “Kenise” Arapçada “kilise” anlamına geldiğinden,
Aşağı Kenise ya da Aşağı Kilise’nin, o tarihte değilse de –zira 15. ve 16. yüzyıl
tahrir defterlerinde Muma’da hiçbir gayrimüslim gözükmemektedir- geçmişte bir
Hristiyan köyü olduğu açıktır. Öyle görünüyor ki 12-13. yüzyıllarda yöreye
gelen Türkler orada mevcut olan bu köyün yanı başına yerleşmişler ve uzun süre
yerli halkla yan yana yaşamışlardır. Kendileri de köy ismi olarak Muma’yı
benimsediklerinden, Hristiyanların bulunduğu yerleşim alanını belirtmek üzere, oraya Aşağı Kenise demişlerdir. Geçmişte Muma'ya Çatal Muma denmesi bu ikili yerleşme nedeniyle olsa gerektir.
Aşağı Kenise’nin yeri, köy mezarlığının bitişiğinde bulunan ve
şimdi tarım alanı olarak kullanılan Taşlıarım mevkisidir. Orada çift sürerken
köylülerin sabanlarına takılan taşlardan, yüzeye çıkan tuğla ve kiremit
parçalarından, bulunan eski paralardan, kimi köylülerin evlerini yaparken
temele koyacakları taşları oradan getirmiş olmalarından ve yaşlıların
anlattıklarından bu sonuca varılmaktadır.
On beş ve on altıncı yüzyıl Osmanlı tahrir defterlerinde sadece Muma’nın adı geçmekte, Aşağı Kenise adı geçmemektedir. Demek ki Aşağı Kenise bağımsız bir köy olarak görülmemiş, orada yaşayanlar Muma nüfusuna dâhil edilmiştir.
Sonuç olarak, Muma, Erdoğru’nun da sandığı gibi, tarihi milattan önceki
dönemlere kadar geriye gidebilecek olan çok eski bir köydür.
Mehmet Demirtaş
Ankara, 2014
12.07.2022 tarihinde yeniden gözden geçirildi.
1 Mehmet Akif Erdoğru, Osmanlı
Yönetiminde Beyşehir Sancağı (1522-1584), İstanbul, 2006, s.205.
2 Merhum Veli Karaca bu belgeyi bulup 2006’da
yayımladığı Belgelerle Yenişar adlı kitabına
özet olarak koymuştur (Sayfa 58). Bu kitap basıldıktan üç yıl sonra, 2009
yılında, oğlu Mümtaz Karaca, babasından kalan elindeki belgeleri bir öğrencisi
vasıtasıyla tanıdığı Osmanlı Arşiv Uzmanı Mustafa Mert’e gönderip okutmuş ve onları henüz yayımlanmamış
olan 1637-2010 Günümüze kadar Yenişar
Bademli İlçesi ve Belgeleri- Transkripsiyon ve Özetleri adını verdiği bir kitapçıkta
toplamıştır. Bu alıntı, o kitapçıkta yer alan ve Ek 1'de verilen Belge-2 transkripsiyonundan yapılmıştır.
EK 1: Belge-2 Transkripsiyon
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder